“Türk kahvesi kendisine has tadı, köpüğü, kokusu ve sunumu ile diğer kahve çeşitlerinden ayrışarak kahve kültüründe önemli bir yer edinmiştir.”
Kahve çekirdekleri 14.yüzyılın başlarında Anadolu kültürüne girerek bambaşka bir forma kavuşmuştur. Kahve çekirdeklerinin yetiştirildiği Arap Yarımadası’nda çekirdekleri kaynatarak içilen kahve, Türklerin geliştirdiği yeni pişirme tekniği ile özgün tadına kavuşarak Türk kahvesi adını almış ve dünyanın pek çok noktasına adını bu şekilde duyurmuştur. Bugün Unesco Somut Olmayan Kültürel Miraslar listesine adını yazdırmıştır.
İnce kenarlı küçük bardaklarda servis edilen Türk kahvesi eşsiz tadı, kokusu ve sunuş biçimi ile kendi özgün kimliğini ve geleneğini yaratmış, Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Zaman içerisinde en güzel anılara, sohbetlere eşlik eden keyifli bir içecek haline dönüşmüştür.
Geleneksel yöntemlerle pişen Türk kahvesinde kahve çekirdekleri önce küçük değirmenlerde öğütülerek ardından su ile birlikte kısık ateşte ya da köz üzerinde yavaş yavaş pişiriliyordu. Birden fazla işlem ve ustalık gerektiren bu teknikte doğru ısıyı ve yoğunluğu yakalayarak kıvamında, bol köpüklü kahve sunmak oldukça zahmetli bir iş olarak görülüyordu.
Günümüzde ise geleneksel pişirme yöntemlerinin yerini tam kıvamında, bol köpüklü kahveler sunan otomatik Türk kahvesi makineleri almaya başladı.
Yeni nesil teknolojiler ile donatılmış bu makineler kullanım kolaylığı, sunduğu dengeli ve bol köpüklü lezzetlerle Türk kahvesi severlerin evlerinde sıklıkla tercih edilmeye başladı. Bu makineler yalnızca fonksiyonları ile değil aynı zamanda farklı renklerde ve formlardaki estetik tasarımlarıyla da tüketicilerin beğenisini kazandı.
“Kendisine özgü pişirme tekniği, tadı ve sunumuyla tüketicilerin hayatlarının vazgeçilmez bir unsuru haline gelen Türk kahvesi için apayrı bir sektör oluşmuş, en iyi kahve deneyimini sunmak için üreticiler yıllarıdır yepyeni ürünler ve yenilikler sergilemiştir.”
Kahvenin bol köpüklü, tam kıvamında pişmesi kadar onu en şık formunda sunmak da Türk kültüründe oldukça önemlidir. Genellikle küçük ince kesimli fincanlarda servis edilen Türk kahvesinin tadı kadar fincanları ile de ön plandadır.
Özgün tasarımları ve her biri sanat eseri gibi işlenmiş kahve fincanları ile sunulan kahveler, kahve keyfini bambaşka bir bir boyuta taşımaktadır. Bugün pek çok üretici her yıl tüketicilerine yeni fincan tasarımları sunarak kahve keyfine yenilikler katmak için çabalıyor.
Geçmişi 500 yıl öncesine dayanan Türk kahvesi içi 5 Aralık tarihi Dünya Türk Kahvesi günü olarak ilan edilmiştir. Türk kahvesi geçmişte olduğu gibi gelecekte de en güzel anılara eşlik etmeye, eşsiz kıvamı, tadıyla dünyada tanınmaya ve her 5 Aralık tarihinde kutlanmaya devam ediyor.
Masaüstü sunum gereçlerindeki en son trendleri keşfedin.
En yeni trendleri takip etmek ve lider tasarımcıların dünyasını keşfetmek için takipte kalın! Bültenimize abone olun!